Gerçekleştirdiği ziyaretlerle ve özverili çalışmasıyla adından sıkça söz ettiren Vekil Yalım, çiftçileri yine yalnız bırakmayarak 8. Tarım, Hayvancılık ve Teknolojileri Fuarı’na katılım sağladı. Fuarda çiftçilerin sorunlarını dile getiren Vekil Yalım şunları söyledi:" Çiftçi, üretici adına her ne derseniz deyin kısacası ülkemiz bel kemiği çok zor durumda. Türkiye demek tarım demektir, Türkiye demek hayvancılık demektir. Bizler Anadolu coğrafyasının bir parçasıyız fakat geldiğimiz vahim durum ortada. Çiftçi artık ekemiyor, ekse biçemiyor. Tarlasını süremiyor, hayvanına yem veremiyor. Verim alamıyor, halka verim sağlayamıyor. Akaryakıt artıyor, girdi- çıktı maliyetleri el yakıyor. İktidar ise çiftçiyi görmezden geliyor, kasten susuyor, yardım eli uzatmıyor. Türkiye'de az kalmış tarımı bitirmek için büyük bir çaba sarf ediyor. İktidar her ne kadar bozsa da biz onarıyoruz. Bizler çiftçilerimizin her daim yanındayız. Türkiye'nin yeniden tarımda, hayvancılıkta şahlanması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Çiftçinin, üreticinin yüzünü bizler güldüreceğiz."
"DESTEK ZAMANINDA GELMEDİ"
AKP, 21 yıllık iktidarı boyunca “reform”, “üretime planlama”, “havza bazlı tarım üretimi”, “tarıma havza bazlı destek” gibi pek çok uygulamayı böyle duyurmuştu. 2009’da tamamladığı “havza modeli” kapsamında iklim, topoğrafya ve toprak verileri dikkate alınarak önce 190 tarım havzası belirlendi. Sonra ekolojik benzerlik, ürün çeşitleri, yönetilebilirlik kriterleri üzerinden 190 havza 30 temel havzada birleştirildi. Üretim havza bazlı planlanacak diyerek duyurulan havza modeli 7 yıl sonra yeniden ve bu sefer de Milli Tarım Projesi ile birlikte “tarım havzaları üretim ve destekleme modeli” olarak ilan edildi. Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım “Milli Tarım projesi ile çiftçinin kullandığı mazotun yarısı devletten olacak. 180 ova sit alanı ilan edilecek. Piyasadaki dalgalanmaları, değişimleri engellemek ve piyasa düzenini sağlamak için Toprak Mahsulleri Ofisi etkin bir şekilde kullanılacak. Destekler yılda bir ekim zamanı bir de hasat zamanı 2 kez verilecek” diyerek bolca alkış almıştı ama ne mazotun yarısını devlet verdi ne ovalar korundu ne de Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) piyasaya etkin müdahale etti. Desteklerin yılda iki defa verilmesi şöyle dursun zamanında bile verildiği görülmedi.
"ÇİFTÇİ TERK ETMEK ZORUNDA KALDI"
AKP 21 yılda tarım destekleme konusunda çiftçimize destek olmak yerine köstek olup, üretim  yerine ithal etmeyi tercih eti. Çiftçilerimiz köyleri terk edip şehirlere yerleşti. Bunun başlıca sebebi köy okullarının kapatılması furyası ile genç çiftçiler çocuklarını 7kutmak adına köyleri terk ettiler.  Köylerde o dönemde 50 yaş üstünde olan kişiler kaldılar. O kişiler şimdi 65- 80 yaş sınırlarına dayandılar. Artık üretim yapamıyorlar. Köylerde genç nüfusa sahip kişilerde çeşitli sebeplerden göç ettikleri için çiftçi sayımız gün geçtikçe azaldı.
"TARIMI BİZLER ŞAHA KALDIRACAĞIZ"
Şayet biz iktidar olsaydık konuya ilişkin genç nüfusu yeniden köylere döndürecek üretimi artıracak projelerimiz hazırdı. Konya yüzölçmü kadar alana sahip Hollanda tüm dünyaya tarımsal ürünlerin ihracatını yapabiliyorken biz ülke olarak çok daha güzel imkanlara sahibiz fakat biz imkanlarımızı kullanıp  üretemiyoruz. Bunun için tarımsal  kalkınmaya teknolojik açıdan önem vermeliyiz.
Tarımsal üretimin planlamasına yönelik usul ve esasları düzenleyen yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretiminde tarım havzası veya işletme bazında çiftçi izin almadan üretim yapamayacak. Yayımlanan yönetmeliğe göre tarımsal üretimin öngörülebilir ve yönetilebilir olması için bakan yardımcısı başkanlığında; balıkçılık ve su ürünleri genel müdürü, bitkisel üretim genel müdürü, Devlet Su İşleri genel müdürü, hayvancılık genel müdürü, bakanlık strateji geliştirme başkanı, tarım reformu genel müdürünün üyesi olduğu Tarımsal Üretim Planlaması Kurulu oluşturulacak. Oluşturulan kurul, üretim planlamasına konu ürün veya ürün gruplarını tespit ederek asgari ve azami üretim miktarlarını belirleyecek. Üretim maliyetlerini ve gelir düzeyini, uluslararası gelişmeleri, iç ve dış ticareti, tarım ve gıda sektörünün mevcut durumunu dikkate alarak bütüncül yaklaşımla tarım, tarımsal sanayi ve kırsal kalkınmada entegrasyonu sağlayacak yönlendirmeleri yapacak. Kurul aynı zamanda, arz güvencesinin temin edilmesi, verimliliğin artırılması ve tarımsal üretimin geliştirilmesi için iklim değişikliğini de dikkate alarak uygun ekolojilerde arz ve talep miktarı ile yeterlilik oranına göre tarımsal üretim planlamasını havza veya işletme bazında belirleyecek.Bu kanun çevresinde "İklim Değişikliği" bahane edilerek çiftçilerimizin üretim yapmaları engellenecektir. Bu konuda tarım işi ile uğraşan kalkınma kooperatifleri hep bir olup konunun lehlerine çevrilmesi sağlamalıdırlar. Aksi taktirde çiftçilerimizin daha zor günler beklemektedir." dedi.